SON DAKİKA
Hava Durumu

Erdoğan'dan İmamoğlu'na 23 Haziran çıkışı

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul'un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'na ilişkin, "Böyle bir kişi benim milletimden, başta Ordu Valimiz olmak üzere özür dilemedikçe bir defa böyle bir adaylığa bırakın layık olmak, böyle bir makama gelemez" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 18.06.2019 13:14
Haber Güncellenme Tarihi: 18.06.2019 13:14
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Erdoğan'dan İmamoğlu'na 23 Haziran çıkışı

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul'un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'na ilişkin, "Böyle bir kişi benim milletimden, başta Ordu Valimiz olmak üzere özür dilemedikçe bir defa böyle bir adaylığa bırakın layık olmak, böyle bir makama gelemez" dedi.

Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "94 Ruhuyla Cihannüma ve Kadim Dostlar Buluşması"nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1994'ten itibaren hem belediyelerin iradesinde hem de belediyecilik hizmetlerinde ülkede yeni bir dönemi başlattıklarını savunarak, şöyle konuştu:

"İstanbul senelerdir ufkunu karartan, üzerine adeta karabasan gibi çöken faşist CHP zihniyetinden kurtuldu. Millete tepeden bakan, milleti hor, hakir gören, gerici, yobaz, takunyalı diyerek sürekli insanımızı aşağılayan ideolojik belediyeciliğin yerini hiçbir ayrım yapmadan herkesi kucaklayan kuşatıcı bir anlayış aldı. Şimdi 'Herkesi kucaklamak için geliyorum.' diyen kişi, Ordu'da bu milletin, bu devletin valisine ne diyor? İt diyor. Bu nasıl kucaklama ya. Sen her şeyden önce bu devletin valisine tahammül edemiyorsun. Ona kalkıp bu ifadeyi kullanıyorsun. Sen İstanbul gibi bir şehre belediye başkanı olmak için yola çıkıyorsun.

Böyle bir kişi benim milletimden, başta Ordu Valimiz olmak üzere özür dilemedikçe bir defa böyle bir adaylığa bırakın layık olmak, böyle bir makama gelemez. Bu makamda bulunanların her şeyden önce edeple bu makama gelmesi lazım. Bundan sonra bu milletin polislerine 'şerefsizler' ifadesini kullanan bir güruhun da yanında olduğunu düşünün. Bu da işin bir diğer yanı. Şu anda seçim sathı mailindeyiz. Valimiz tabii ki bunu yanında bırakmayacaktır. Davasını açmak suretiyle süreci devam ettirecektir. Fakat bizler kendisine 'Şu seçim atlatılsın.' dedik."

"CHP çöptür, çukurdur, çamurdur"

Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu 'basit' ifadesi kullandığını dile getirmesine rağmen, "Her şeyden önce edeple bu makama gelmesi lazım" diyerek söyleminde ısrarcı olan Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy veren kesime karşı şu ifadeleri kullandı:

"Hatırlayın gazeteler maske dağıtıyordu, maske. O günlerden hamdolsun bugünlere geldik. Bunlar yapıldı ve İstanbul'un birçok ilçelerinde seçim kampanyalarında çizmelerle dolaştık. Kimden almıştık o ilçeleri, CHP'den almıştık. Onun için biz diyoruz ki CHP çöptür, çukurdur, çamurdur. Bunların yapısı bu ve yoğun bir şekilde şu anda millet bahçelerini çoğaltmanın hesabı içindeyiz, millet kıraathanelerini aynı şekilde ve bunları devam ettireceğiz."

"18 gün süre ile işgal ettiği koltuğu..."

Erdoğan, seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun "18 günde neler yaptım" dediğini aktararak, şunları kaydetti: 

"Ben söyleyeyim neler yaptığını, 18 günde başkan vekillerinin ofislerinin, odalarının kilitlerini sökmekle meşgul oldu. Veri kopyalama diye bir olayın içerisine girdi. Madem seçildin bu işlerle niye uğraşıyorsun? Bu FETÖ sanatıdır. Her şeyden önce 31 Mart seçimlerinde yaşananlar, CHP zihniyetinin İstanbul'u geri almak için neler yapabileceğini çok açık, net göstermiştir. İstanbul'daki rövanşın geçmişini hatırlayın, Gezi olaylarında hatırlayın, ne diyorlardı? 1453'e kadar götürdüklerini duvarlara yazmaktan, medyada açıkça ifade etmekten dahi çekinmediler, çekinmiyorlar. Ne diyordu? 'Zulüm 1453te başladı' CHP'nin adayı ve onu parlatan lobiler, 18 gün süre ile işgal ettiği koltuğu, İstanbul'un 25 yıllık kazanımlarının yanında tüm geçmişi ile hesaplaşmanın aracı haline dönüştürmenin gayreti içine düşmüşlerdir. Belediyenin verilerinin nereye aktarılacağı belli olmayan bir şekilde kopyalanmaya çalışılmasından gönüllü kuruluşlara yapılan yardımlara kadar, her konuda bir hesaplaşma, adeta bir öç alma siyaseti güdülmüştür." 

"Ben de mi isim vereyim yani?"

Belediyelerin, vakıflarla iş birliğine girebildiğini anlatan Erdoğan, "Nakdi para verme gibi bir durum tabii ki olmaz ama birçok hizmeti onlarla birlikte yapmak hem belediyelerin hem de devletin olmazsa olmazları içindedir. Devletin Vakıflar Genel Müdürlüğü vardır. Ne iş yapar bu Vakıflar Genel Müdürlüğü? İşte bu tür vakıflarla iş birliğine girer. Onlara parasal değil, ya ayni olarak arazi tahsisleri vs bu tür şeyleri yapar ve oralarda birçok hizmetleri de o STK'lar vasıtasıyla yürütür. Bu beylerin malum STK'ları vasıtasıyla yıllarca bu ülkede yaptıklarını biz bilmiyor muyuz? Hepsini biliyoruz ama baktık ki dün akşam bu tür şeylerden bahsediyor, bir de isim veriyor. Ben de mi isim vereyim yani? Ben o seviyeye düşmem. Ama biz yaptığımız işleri hukuk içerisinde nasıl yürütüldüğünü bilerek, dikkatli bir şekilde bu güne kadar yaptık, yapmaya da devam ederiz." ifadelerini kullandı. 

"Azgın azınlık..." 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın CHP zihniyetine geçtiğinde asıl değişecek olanın İstanbul'a bakış ve dolayısıyla medeniyet, tarih, kültür anlayışındaki savrulma olacağını iddia eden Erdoğan, şunları kaydetti: 

"İşte Bilecik Belediyesi'nde Osmanlı motiflerini duvarlardan kazıdılar. Bunlar bu. İstanbul'a yapılacak en büyük kötülük, Gezi olaylarında ve daha birçok olayda tezahürlerini gördüğümüz CHP faşizminin bu şehrin üzerine tekrar bir karabasan gibi çökmesi olacaktır. Milletin inancıyla İstanbul'un tarihiyle kavgalı, azgın azınlığın bu şehrin dokusunu, bu şehrin kadim karakterini bozmasına izin veremeyiz." 

"Davaya kırgınlık asla olamaz" 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kırgınların ve kırgınlıkların olduğunu belirterek, şunları söyledi: 

"Değerli kardeşlerim kişinin kişiye kırgınlığı olabilir ama davaya kırgınlık asla olamaz. Hepimiz bir hizmetin içindeyiz, öyleyse bu davada kırgınlık diye bir şey asla olamaz. İlk gençlik yıllarımızdan itibaren biz işte böyle bir hassasiyetle, böylesi teşkilat terbiyesi ile yetiştik. 40 yıldır aralıksız sürdürdüğümüz demokrasi mücadelesini de yine bu anlayışla verdik. 

Şunu bir defa unutmayacağız. Kibri, tekebbürü hiçbir zaman kapımıza yaklaştırmayacağız. Zorluklar karşısında yılmadık, saldırılar karşısında sinmedik, 12 Eylül darbesinin ve 28 Şubat müdahalesinin üzerimize abandığı o meşum günlerde dahi bir an olsun yeise düşmedik. Sırtını vesayet odaklarına dayamış bir avuç millet ve memleket düşmanının mazlumların umudu olan bu ülkenin geleceğini çalmasına müsaade etmedik. Bugün de aynısını yapacağız.

İstanbul'un anahtarını, bu şehrin kıymetini bilecek bu şehre hizmet etmeyi en büyük şeref addedecek emin ve ehil bir el olan Binali kardeşimize teslim edeceğiz"

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.