SON DAKİKA
Hava Durumu

'Eğitim-öğretim yılı ağır tehdit ve saldırılarla başladı'

Eğitim-Sen üyeleri Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelerek müfredat değişikliğine karşı basın açıklaması yaptı. Eğitim- Sen Bursa Şube Başkanı Atakan Erdağı, TEOG'un kaldırılarak yerine başka bir sınav sisteminin getirilmesinin eğitimde başarısızlık olduğunu söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 19.09.2017 11:19
Haber Güncellenme Tarihi: 19.09.2017 11:19
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
'Eğitim-öğretim yılı ağır tehdit ve saldırılarla başladı'

Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan Eğitim-Sen üyeleri basın açıklaması yaptı. 2017- 2018 eğitim yılının sorunlarla başladığını öne süren Eğitim-Sen Bursa Şube Başkanı Atakan Erdağı, yaptığı basın açıklamasında, bugünün eğitim alanına yönelik çok yönlü saldırı ve tehditlerin yaşandığı, laik, bilimsel eğitim anlayışına açıkça meydan okunan dönemin ilk günü olduğunu söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim sistemini yaptığı değişikliklerle yap-boz tahtasına çevirdiğini ileri süren Erdağı, "Son olarak yeni müfredat ve TEOG üzerinden yürütülen tartışmalarda görüldüğü gibi öğrenci ve velilerin kafasını karıştırmak dışında eğitimde somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek yerine, eğitimde yaşanan kaosu derinleştirecek adımlar atılmaktadır" dedi.

"PEK ÇOK DERS İKTİDARIN DÜNYA GÖRÜŞÜNE PARALEL ŞEKİLDE DÜZENLENMİŞ"

Yeni müfredatın öğretim programları ve ders kitaplarında doğrudan bilim, felsefe, tarih ve sanat dersleri hedef alınarak, ideolojik ayıklama yapıldığını ileri süren Erdağı, "Başta Fen bilimleri olmak üzere bilim derslerinde ünite ve kazanım sayıları azaltılmış, tarih dersleri başta olmak üzere, pek çok ders iktidarın dünya görüşüne paralel şekilde düzenlenmiştir" iddiasında bulundu.

"KAMUSAL EĞİTİM TASFİYE EDİLİYOR"

Sınava dayalı eğitim sistemini eleştiren Erdağı, ilkokuldan başlayarak üniversiteye kadar verilen eğitimin öğrencileri sadece sınava yönelik hazırladığını söyledi. TEOG'un kaldırılarak yerine başka bir sınav sisteminin getirilmesinin eğitimde başarısızlık olduğunu söyleyen Erdağı, öğrencilerin birbiri ile rekabet ettiren değil, çok yönlü bilgi ve beceri kazandırıcı, nitelikli eğitim anlayışının benimsenmesi gerektiğini ifade etti. Eğitimde dinselleşme uygulamalarının hızla arttığını öne süren Erdağı, şöyle konuştu:

BİR YILDA BİN 177 ÖZEL OKUL AÇILDI

"İhtiyacın çok üzerinde imam hatip okulunun açılması ne eğitimin niteliğini yükseltmiş, ne de öğrencilerin başarısını arttırmıştır. MEB'in enerjisinin büyük bölümünü eğitimin dinselleşmesine ayırması nedeniyle Türkiye, OECD ülkeleri içinde eğitim niteliğinde son sıralardadır. Eğitimde yaşanan dinselleşmeye paralel olarak, 4+4+4 sistemi ile ticarileşme uygulamaları da katlanarak artmıştır. Kısa sürede özel okulların resmi okullara oranı yüzde 20'lere dayanmıştır. Sadece son bir yıl içinde bin 177 özel okul açılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu durumu övünç kaynağı olarak görmesi kamusal eğitimin iktidar eliyle nasıl tasfiye edildiğini açıkça göstermektedir.

AKP iktidarında eğitimde yaşanan dinselleştirme uygulamalarının da doğrudan etkisiyle özel okul sayısı 10 kat, özel okula giden öğrenci sayısının 12 kat artmış olması tesadüf değildir. Bursa ilindeki okullarda durum ülke genelinde farklı değildir. Derslik başına düşen öğrenci sayısı artmış ve bölgesel olarak büyük farklılıklar oluşmuştur. İl genelinde ilkokul ve ortaokulda sınıf mevcudu ortalama 30 öğrenci iken Gürsu, Yıldırım gibi ilçelerde bu sayı 50 öğrenciye varmıştır. Özellikle ilimizdeki mesleki ve teknik okullarda derslik başına düşen öğrenci merkez ilçelerde 40-45 öğrenciye çıkmıştır. Eğitimin ilk basamağı olan okul öncesi eğitimi okullaşma oranı %30'larda kalmıştır. Bursa ili liginde şampiyonluğa oynamayı bırakın ligde kalma mücadelesi vermektedir.

Okulların açılmasına günler kala 13 okulun depreme dayanıksızlığı gerekçe gösterilerek yıkım kararı alınmıştır. Yıkılacak okulların tarihselliği ve konumlarının durumu aslında gerçek niyetin başka olduğunu söylemektedir. Bu durum ilimizde 15-20 bin öğrenci ve velisini,750-1000 kadar eğitim emekçisini mağdur etmiştir. Öğrencilere ek kontenjanla nakil hakkı verilmemesi ve gidecekleri okullarda görev yapan öğretmenler ve eğitim çalışanları zorunlu yer değişikliğine uğramışlardır. Bu olay bizlere bursa ilinde eğitim planlanması ve yönetimindeki durumun ne kadar kötü olduğunu göstermiştir.

EĞİTİM HAKKI VE EĞİTİME ERİŞİMDE SORUNLAR SÜRÜYOR

Türkiye'de eğitim sistemi uzun süredir ciddi anlamda alarm verirken, eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikaları ısrarla sürdürülmektedir. Eğitimde önde gelen sorunların çözülememesinin temelinde, eğitimin herkesin eşit koşularda yararlanması gereken temel bir insan hakkı olarak görülmemesi gelmektedir.

Çocukların eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanması için hiçbir somut adım atılmazken, çocuk yaşta evlenmeyi özendiren düzenlemeler, çocuk işçiler sorununun sürmesi, okullarda, cemaat yurtlarında ve kurslarda çocuklara yönelik cinsel istismar ve şiddet vakalarının artışını eğitim sisteminde yaşanan sorunlardan ayrı değerlendirmek mümkün değildir. Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere, kız çocukları, kırsal kesimde yaşayan çocuklar; eğitim hakkından eşit koşullarda ve parasız olarak yararlanamamaktadır. Bölgesel, cinsel, sınıfsal vb. eşitsizlikler, anadilinde eğitim gibi en temel sorunlar iktidarın çözmek bir yana daha da derinleştirdiği temel sorunlar olarak eğitim sisteminin öncelikli gündem maddesi olmayı sürdürmektedir. 

Eğitim biliminin temel ilkelerinden birisi olan anadilinde eğitim hakkının yıllardır bilinçli olarak resmi dil ile karşı karşıya getirerek baskılanması ve yasakçı bir tutumla reddedilmesinin acısını tek kelime Türkçe bilmeden okula başlayan çocuklarımız ve öğretmenleri çekmektedir. Okula yeni başlayan çocuklar açısından ekmek gibi, su gibi zorunlu ve temel bir ihtiyaç olan anadilinde eğitim sorununun kalıcı olarak çözülmesi hem anadili Türkçe olmayan çocuklarımızı hem de eğitim sistemini rahatlatacaktır. Yapılması gereken bilime ve insanlığın gelişimine açıkça meydan okumak anlamına gelen anadilinde eğitim yasağının kaldırılması ve herkesin eşit koşullarda eğitim alması için gerekli somut adımların hayata geçirilmesidir.

"LAİK BİLİMSEL EĞİTİM İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM!" 

Eğitim sisteminde yıllardır yaşanan ve katlanarak artan sorunlar, MEB'in eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir amacının olmadığını açıkça göstermektedir. Okullarda yaşanan yoğun dinselleşme ve eğitimi ticarileştirme uygulamaları okullarımızı eğitim yuvası olmaktan uzaklaştırmaktadır. 

Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okulöncesinden üniversiteye kadar bilimin değil, dini inanç sömürüsünün referans alındığı bir eğitim sisteminin çocuklarımıza, öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur. Eğitim Sen olarak ülkenin ve çocuklarının geleceğinden endişen eden herkesi kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için birlikte mücadeleye çağırıyor, iktidarın eğitim alanındaki dayatmalarına boyun eğmeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz."
 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.