'Eğitim enstitülerinin kapatılması eğitimi yıktı'

Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Topluluğu'nun organize ettiği etkinlik kapsamında Uludağ Üniversitesi Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde öğrencilerle buluşan tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın katıldığı konferans büyük ilgi gördü. Binlerce öğrenci konferansı izlemek için erken saatlerden itibaren uzun kuyruklar oluştururken, salon yetmediği için açılan başka bir salonda konferans ekrana yansıtıldı. İki salon yetmediği için dışarda kalan öğrenciler etkinlik sonuna kadar bekledi.

Konferansın moderatörlüğünü yapan Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yüce, "Türk Dünyasının Aristo'su" olarak nitelediği İlber Ortaylı'ya, Uludağ Üniversitesi'ne gelişinde n dolayı teşekkür etti. Yüce, "Her tarafı tarih kokan, Osmanlıya başkentlik yapan ve halen Osmanlı'dan derin izler taşıyan Bursa şehrinde değerli hocamızı misafir etmekten şeref duyuyoruz. Hocamız inşallah 3. Nesil yolunda yürüyecek üniversitemizde tekrar konuk etmekten mutluluk duyacağız. Hacomızın şahsında bütün öğretmenlerimizin gününü kutluyorum" dedi.

Konuşmasında Türkiye'de sanayileşmeye değinen Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Bir memleket 1950'den sonra becerikli bir başbakan işbaşına geldi diye sanayileşmez. Çünkü sanayileşmek düğünde dans etmeye benzemiyor. Bir düğünde bile dans etmek için ciddi bir eğitim lazım" diye konuştu

Ömrünün tarihin tahribatını görmekle geçtiğini söyleyen Ortaylı, "Türkiye o kadar bilinçlenecek ki hayatı sadece zenginlikten değil, yaşadığımız çevre ve korumak zorunda olduğumuz tarihten ibaret olduğunu anlayacağız. Bu dünyayı yeniden düzenlemek gerekecek. Bunu yapmadığımız takdirde önce ruhen, sonra da fiziki olarak hastalanırız" diye konuştu.

İlber Ortaylı'nın Uludağ Üniversitesi'nde katıldığı konferans yoğun ilgi gördü, çok sayıda öğrenci salon dışında kaldı

Reşat Nuri Güntekin'in Çalıkuşu romanından övgü ile söz eden Ortaylı, "Herhalde Çalıkuşu'nu okumuşsunuzdur. O kitap sadece Feride ile Kâmuran'ın yaşadığı sümüklü bir aşk hikâyesi değildir, 19. Yüzyıl Türkiye'sinin bir tarifidir. Türkçesi de çok düzgündür. Atatürk gibi biri okuyorsa bir bildiği, hissettiği bir şey var demektir" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin öğretmen birikiminin 1920'lerin ürünü olduğunu savunan Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Buradan gelen öğretmen birikimini Halk Partisi'nin kendi kapattığı Köy Enstitüleri ile değil, 1970'lerde Eğitim Enstitülerinin kepaze şekilde kapatılması ile yıkılmıştır" dedi.

Ortaylı, şöyle devam etti:

"Bu kapatılma şöyle oldu; 'Biz terörü önleyeceğiz' diyerek üç ayda mezun ettiler herkesi. Türk öğretmenliği orada mahvoldu. Bunun tekrardan restore edecekleri yerde eğitim fakültelerini kurdular. Bunların fonksiyon ve başarıları tartışılır. Kimse kusura bakmasın, benim olumlu kanaatim yok. Ben ortaokulu hem yabancı bir okulda hem de Atatürk Lisesi'nde okudum. Benim Atatürk Lisesi'nde tanıdığım Eğitim Enstitüsü mezunu öğretmenlerle, Avusturya Lisesi'ndeki öğretmenler arasında fark yoktu. Çünkü bunlar belli ideolojiyle yetişmişler, Kemalizmle yetişmişlerdi, bunu da söylemeye çekinmeyin. Kimisi dindar, kimisi milliyetçi, kimisi hafiften solcu ama vazifelerine düşkün insanlardı.

Bu Öğretmenler Günü'nde yapılacak en doğru şey eğitim tarihimizi göz önüne alarak tekrardan teşkilatlanmayı yapmaktır. En önemlisi öğretmenlerin yetiştirilmesinde birtakım müesseselerin rehabilitasyonuna gideceksiniz, öğretmenleri yeniden eğitime tabi tutacaksınız ve hayat şartlarını düzelteceksiniz."

Panelin sonunda, Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya teşekkür plaketi takdim edildi.