SON DAKİKA
Hava Durumu

CHP İl Başkanı Akkuş: Biz görevimizi yaptık

CHP'nin Bursa Büyükşehir'i kazanamamasının ardından eleştirilerin hedefinde yer alan CHP Bursa İl Başkanı Hüseyin Akkuş Bursaport'un sorularını yanıtladı. CHP İl Örgütü olarak seçimde görevlerini yaptıklarını söyleyen Akkuş, "Biz gereğini yaptık. Kimler görevini yapmadıysa, onlar özeleştirilerini yapmalılar" dedi. Bursa'nın zor bir yer olduğunu ileri süren Akkuş, "İnegöl'ü çıktığın zaman biz 15 bin oyla seçimi kazanıyoruz" ifadelerini kullandı.

Haber Giriş Tarihi: 24.04.2019 15:24
Haber Güncellenme Tarihi: 24.04.2019 15:24
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
CHP İl Başkanı Akkuş: Biz görevimizi yaptık

ZAFER OPSAR / BURSAPORT

-Kamuoyu araştırmalarının önemli kısmında AKP'nin Bursa Büyükşehir Adayı Alinur Aktaş'ın birkaç puan önünde ya da başabaş görünen CHP'nin Büyükşehir Adayı Mustafa Bozbey, seçimi  46 bin 932 oyla kaybetti.

-Sonuç, Bursa'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Nilüfer ve Mudanya dışında yeni ilçelerin kazanılacağını bekleyen CHP'lilerde hayal kırıklığı yarattı. Büyükşehir kazanılamazken, 2 ilçeye sadece Gemlik eklendi, Mustafakemalpaşa'da Millet İttifakı'nın İYİ Parti adayı seçimi 590 oyla kaybetti.

-CHP'de alınmasına kesin gözüyle bakılan Mustafakemalpaşa, Karacabey ve Orhangazi'de önceden ilan edilen adayların Millet İttifakı nedeniyle çekilmesinin ardından bu ilçelerde de seçim kazanılamadı.

-Seçim sonrası gözler CHP Bursa Örgütü ve İl Başkanı Hüseyin Akkuş'a çevrildi. CHP örgütünün seçimde yeterince çalışmadığı ve 6 bin 385 sandıktan 800'e yakınında sandık görevlisinin bulunmadığı iddia edildi. CHP'den Akkuş'a yönelik yükselen sesler istifa çağrılarını da beraberinde getirdi.

-31 Mart akşamı sayım sonuçlarını Altıparmak'taki seçim ofisinden takip eden Büyükşehir adayı Mustafa Bozbey de, sandıklara yeterince sahip çıkılamadığını ifade ederek  CHP İl Örgütü'ne yönelik sitemlerini dile getirdi, kazanılabilecek bir seçimin kaybedildiğini söyledi.

-CHP'de seçim sonrası yaşanan tartışmaları, Bursa'da seçimin neden kazanılamadığını, kendisine yöneltilen eleştirileri, Mustafa Bozbey'in sitemlerini, istifa edip etmeyeceğini, kafalardaki diğer soruları, seçime ilişkin değerlendirmelerini Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasını aldıktan sonra yapacağını açıklayan İl Başkanı Hüseyin Akkuş'a sorduk...

- Bursa'da CHP ve Millet İttifakı açısından seçimin genel bir değerlendirmesini yapar mısınız?

- Bu soruya 16 Nisan 2017'de yapılan referandumdan başlayarak bir yanıt vereceğim. 16 Nisan referandumuyla Türkiye'de anayasal düzenle birlikte, siyaset yapma şekli, değişik bir Başkanlık sistemine gidişin taşları döşendi. 24 Haziran 2018 Seçimlerinde de bu taşların döşenmesi tamamlandı ve yüzde 50+1'e gereksinim duyulan bir durum ortaya çıktı. Geçmiş dönemlerde özellikle 12 Eylül'den sonra iktidara gelenler koalisyon mantığının dışında bir siyaset olması için yüzde 10 barajı ve benzeri yöntemlerle siyaseti yönetmeye çalıştılar. Ama geldiğimiz noktada, artık bir siyasi parti, yüzde 0,5 oy olan partilerle de ittifak ya da bir tür koalisyon görüşmeleri yaparak süreci yönetmeye çalışıyor. 12 Ekim 2018'de Genel Başkanımız, "Derman Belediyeciliği" sloganıyla bir açıklama yaptı ve dedi ki; "Sandıkta biraraya geleceğiz. Bu bizim için örgütler için önemliydi. Bu önem sırası da bizim, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kendi demokratik kodlarıyla ilgili bir mesajdı aslında ve biz bunun üzerinden Bursa'da 17 ilçenin adaylarını belirleme sürecine girdik. Bunun için bir kamuoyu araştırması yaptırmıştık ve Bursa'da yaptırdığımız kamuoyu araştırmaları sonucunda, adaylarımızı, tek tek ilçe örgütlerimizin önermeleri ve o çıkarılan profile göre belirledik. Ve belirlediğimiz yerlerin ağırlıklı bölümü yani İYİ Parti'ye verilen, verilmek zorunda kalınan ilçelerdi. Şunu da söylemek gerekir, siyaset Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı olarak iki kutba dönüştü ve Bursa da bundan nasibini aldı.

- Bunu olumsuz anlamda, buralarda Millet İttifakı kaybettiği için mi söylüyorsunuz?

- Nasibini aldı derken, CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi ile birlikte, parlamenter sistemin yeniden inşasına yönelik  bir süreç yönetmek varken, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı olarak sandığa gidilmesi zorunluluğu doğdu. İstişare sonucunda 5 ilçede belirlenmiş olan adaylarımızı geri çektik. Orhaneli'deki adayımız aday olmayacağını söyledi. Keles'teki adayımız aday olacağını söyledi, Meclis üyeliğine birinci sıraya onu yazdık, İYİ Parti ile yaptığımız protokol gereği bu böyle idi. Başkan adaylığı bize bırakılan 8 ilçede birinci sıralara İYİ Partili adaylar İYİ Parti'ye bırakılan 9 ilçede de CHP'li belediye meclis üye adayları birinci sıraya yazılacaktı. Buna Mustafakemalpaşa'da uyulmadı, bu doğru değildi. Bunun dışında tamamı bizim örgütlerimizin önerdiği isimlerden oluştu. Eğer çok acele davranılmamış olsaydı biz Mustafakemalpaşa'yı kazanabilirdik çünkü 590 oy farkla kaybedildi ve bizim adayımız olan Orhan Alper arkadaşımız Demokrat Parti'den aday oldu, 1242 oy aldı.

- Orhan Alper'le Demokrat Parti'den aday olmaması için görüştünüz mü?

- Biz kendisiyle görüştük, belediye meclis üyeliği konusunda onayını aldık. İlçe yönetimimiz görüşmeleri yaptı ama İYİ Parti tarafı Orhan Alper'le ilgili süreci iyi yönetmedi, başka CHP'lileri gündeme getirip onları yazdılar, orada seçimi bu şekilde kaybettik. Geldiğimiz noktada Karacabey'de yüzde 22 oy alan bir isim var, geçmişte Demokrat Parti'den seçilmiş bir arkadaşımız var, Ergün Koç, yüzde 22 oy aldı, ama bizim adayımız yani Millet İttifakı'nın adayı Adnan Tayfur da yüzde 35 oy aldı. Bir araya gelinmiş olsaydı, beraber olmuş olsaydı, yüzde 50'leri bulacaktı.

- Biraraya neden gelinemedi?

- Birçok etkeni var bunun. Adnan Tayfur'un aday gösterilmesi  İYİ Parti'nin kendi kararıydı bizim böyle bir şeye CHP olarak müdahale etmemiz doğru değildi. Orhangazi'de seçimi Adalet ve Kalkınma Partisi adayı yüzde 39 ile kazandı. Yüzde 22 oy almış Demokrat Parti adayı Şaban Çetin Çoklar, yüzde 25 oy almış İsmail Yılmaz arkadaşımız. Böyle iki adayımızın bir araya geldiği koşulları doğru yönetebilmiş olsaydık, Mustafakemalpaşa, Karacabey ve Orhangazi'yi de kafadan kazanmış olurduk.

- Siz CHP İl Başkanlığına seçildikten sonra CHP olarak yerel seçimlerde 9 ilçeyi alacağınızı söylemiştiniz.

- 9 ilçe İYİ Parti'ye verildi, 8 ilçe bizde kaldı, 8 ilçenin içerisinde Mudanya ve Nilüfer zaten bize aitti. CHP olarak geçmişte de kazandığımız Gemlik'te seçimi kazandık.

- Sizin CHP olarak 9 ilçeyi alamazsak İl Başkanlığından istifa ederim dediğiniz iddia ediliyordu.

- Ben öyle bir şey söylemedim, bunu kim söyledi, kim dedi, benim böyle bir demecim yok. Evet Bursa'da çok yer almamız gerekiyor, 9 yer alabilmemiz için partimize verilen 9 belediyenin tümünü almamız gerekiyordu Büyükşehir dahil olmak üzere. Bunun da siyasette karşılığının hele hele Bursa'da olmadığını düşünüyorum.

- Kamuoyu araştırmalarının bazılarında Büyükşehir'de CHP adayı Mustafa Bozbey birkaç puan önde ya da başabaş görünüyordu. Millet İttifakı'nda Bursa'nın kazanılacağından emin bir hava vardı. Ne oldu da Büyükşehir'de seçim kazanılamadı?

- 9 ilçede yaptığımız çalışmalarda, Büyükşehir Belediyesi ile 24 Haziran'daki seçimlerde aldığımız oy toplamından 15 bin eksik olduğunu görüyoruz. İnegöl faktörünü unutmamak gerekiyor. İnegöl'ü çıktığın zaman biz 15 bin oyla seçimi kazanıyoruz Bursa'da. Kamuoyu araştırmalarının geçmiş dönemlerde de yanıldığını çok gördük. 24 Haziran'da olduğu gibi. Çok yanıldığını gördük. Örneğin Bursa'da bizim en kötü ihtimalle 7 milletvekili çıkaracağımız söylenirdi ama 5 milletvekili çıkardık.

- CHP İl Örgütü ile Mustafa Bozbey arasında bir sorun var mıydı? Varsa bu sorun neydi? Çünkü Bozbey'in seçimden sonraki açıklamalarında sitemkâr cümleler var CHP İl Örgütü'ne yönelik. 800 civarında sandığın sahipsiz kaldığından söz ediliyor. Bu doğru mu, CHP örgütü sandıklara tam hakim miydi?

- Şu anda sandıklar önümde, şimdi bizim seçim kurullarından aldığımız sonuçlar var. Bursa'da sorun olarak görebileceğimiz 42 sandığımız var. Bunlar Büyükorhan 12, İznik 7, Karacabey 8, Mustafakemalpaşa 1, Mudanya 1, Orhangazi 13. Harmancık bizim için çok önemli ve kanayan bir yara, 42 sandık var Harmancık'ta ama 42 sandığın boş olduğu söyleniyor. Doğru değil.

- CHP'nin sandık kurulu üyesi ve müşahiti olmayan sandıklar mı bunlar?

- Evet.

- Oralardan ıslak imzalı tutanaklar var mı?

- Tabii ki hepsi elimizde.

- Seçim sonuçlarıyla ilgili itirazları İl Örgütünün yapmadığı, takip etmediği, itirazları Mustafa Bozbey'in yapması konusunda ne diyorsunuz? İtirazları siz yapmadınız mı?

- Biz Hukuk Kurulumuzla bir çalışma yaptık. Yasa iptal edilen oylar haricinde -çünkü iptal edilen oyların nasıl sayılacağı yasa gösteriyor- eğer tutanak tuttuysan, itiraz ettiysen buna itiraz edebilirsin diyor. Onun dışında itiraz etme şansına sahip değilsin. Ancak İstanbul'da böyle yürümedi. Bursa'da da itirazlar edildi ama Bursa'ya farklı İstanbul'a farklı bir değerlendirme getirdi Yüksek Seçim Kurulu, ilçe seçim ve il seçim kurullarıyla birlikte. Biz bunları paylaştık, yanlış olduğunu söyledik. Şunu söyleyeyim; Elimizdeki ıslak imzalı tutanaklarla Hukuk Komisyonumuzun yaptığı çalışma sonunda 48 bin oy fark olan bir şeyin kapanamayacağı konusunda ortak bir görüş ortaya çıktı. Bu arkadaşlarla paylaşıldı ama bununla beraber iptal edilen oyların yeniden sayımı söz konusu oldu. O da İstanbul'la ilgili süreçten kaynaklanan bir durumdu. Şimdi ben soruyorum, birçok arkadaşım da soruyor; İstanbul'da bize yapılanı reva görüyor mu bu toplum? Görmüyor, doğru değil...

- Bu durumda ıslak imzalı tutanaklara göre Bursa'da sonucu değiştirecek bir şey görünmüyor mu?

- İl Başkanlığı Hukuk Komisyonu olarak seçimin sonucu değiştirecek herhangi bir şey göremedik. Çünkü CHP'nin merkezi sistemi, şunu öngörüyor; YSK tutanakları ile bizim tutanaklarımızı örtüştürdüğümüzde kırmızı işaret vermiyorsa doğru demektir. Büyükşehirde bizim kaydırmalardan kaynaklanan lehimize yazılabilecek en fazla 200 civarında bir oy söz konusu. Örneğin Yıldırım'da 7 oy, Osmangazi'de 205 oy bu şekilde lehimize yazıldı, bazı yerlerde de aleyhimize sonuçlandı. Sonuçta, bizim Hukuk Komisyonunun hazırladığı rapor doğrultusunda böyle bir sonuca vardık. Bunları da arkadaşlarımızla paylaştık.

- Büyükşehir Belediye Başkan adayınız Mustafa Bozbey ile aranızda siyaseten bir rekabet, bir çatışma söz konusu mu? Seçim akşamı sonuçlar açıklanırken Bozbey'in seçimin ofisinde birlikte olmamanız, birlikte gözükmemeniz, ayrı ayrı çalışmalar yürütülmesini nasıl açıklıyorsunuz?

- Şöyle söyleyeyim bakın, CHP'nin seçim çalışma düzeni şudur; Sayın Genel Başkanımız buraya 3 kez geldi. İlçe adayımız, Büyükşehir adayımız ve Genel Başkanımız konuştu. Yani adayları öne çıkartan bir seçim süreci yaşadık. Sadece Bursa'da değil, Türkiye'nin her yerinde de adaylarımızın parlatıldığı ve adaylarımızın kamuoyuyla paylaşıldığı bir süreci yönetmeye çalıştık. Sayın Bozbey ile aramızda bir sorun var mı yok mu meselesi çokça sorulduğu için söylüyorum; bireylerin birbirleriyle ilgili sorunları olabilir, herkesin herkesle sorunu olabilir... Ben bunun siyasete olumsuz yansımasını doğru bulanlardan değilim. Siyaseti toplumsal fayda üzerine yapılan bir çalışma olarak görüyorum. Toplumsal fayda üzerine yapılmış olan bir çalışmanın kişiler düzeyine indirgenmesini doğru ve etik bulmuyorum. Buna indirgeyen arkadaşlarımız varsa da doğru bulmadığımı söyleyebilirim buradan. Olabilir, bu şekilde bakabilir insanlar, tüzüğümüz bellidir, demokratik teamüller bellidir. Delege seçimleri olur, ilçe seçimleri, il seçimi olur, oralarda bunu görebilirsiniz ama İl Başkanlığı olarak Sayın Bozbey'i ve arkadaşlarını ya da koordinasyon grubunu yok sayacak hiçbir işlem tesis edilmedi. Bir iki örnek vereyim; atlanmış olabilir belki farklı iletilmiş olabilir, Seçim Koordinasyon Grubu'nda geçmiş dönem il başkanlığı yapmış arkadaşım, saat 9'e 5 kala beni aradı, ben 10 dakika içerisinde Valiliğe gittim Sayın Bozbey ile birlikte oldum. Bir yemek yapıldı. Yemek saatinde arandım ve 10 dakika sonra oraya gittim konuşma yaptım. Atlanmış olabilirim, kasıtlı olduğunu söyleyecek durumda değilim. Mutlaka bu arkadaşlar son 10 dakikada beni çağırdıysalar, başkalarına söylemişledir, onlar bana iletememişlerdir ya da ben telefonu açmamışımdır. Ancak şunu söyleyebilirim, biz bu seçimi, bu seçim sürecini yönetirken tüm katmanları ve tüm ekiplerimizle, yani sandık görevlilerimiz, eğitim sorumlularımız, sandık eğitmenlerimiz, her okuldaki arkadaşlarımız, okuldaki öğretmenlerimizle birlik beraberlik içinde yönettik. Bir de Bursa gerçekten zor bir yer. 1950'den beri, bir tek 1977'de Mustafa Eroğlu'nun ve Yılmaz Akkılıç'ın olduğu dönemde kazanılmış onun dışında kazanılmamış bir yer.

- Bir de 1999 Seçimleri var, DSP'nin kazandığı...

- Yani CHP olarak bakmak gerekir, o dönemden (1977) bu döneme hiçbir zaman kazanılmamış. Bir de önemsememiz gereken şey şu; 16 Nisan 2017 referandumuna bakarsak, evet oyu çıkan illerin başında Bursa geliyor. Bizim kazandığımız Ankara, İstanbul, Adana, Antalya, Eskişehir, İzmir, Aydın'da hayır çıkmış, bir tek Bursa'da evet çıkmış. Bunu yok saymak, bunun üzerinden, adayı ya da örgütleri yok saymak doğru değil. Bunun üzerinden özeleştiri yapmak gerekiyor.

- Bursa Millet İttifakı'nın alacağı yerlerden biri olarak görülüyordu. Sonuçlar CHP örgütünde değerlendirilip bir özeleştiri yapılacak mı?

- Büyükşehir sürecini önümüzdeki günlerde yapacağımız bir örgüt toplantısında tartışacağız tabii ki. Karacabey'de, Orhangazi'de ilçe örgüt toplantılarımızı yaptık ve diğer ilçelerimizde de önümüzdeki günlerde yapacağız. Önümüzde Eylül ayında başlayacak delege, ilçe, il ve kurultayımıza gidecek süreç var. Biz bu sürece gelmeden mutlaka bir örgüt toplantısı yapmak istiyoruz. Burada da tartışılması gerekiyor. Bursa'nın bütünüyle ilgili nerede hatamız varsa burada ortaya çıkacak.

- Sizin Genel Merkez tarafından görevden alınacağınıza ilişkin iddialara ne diyorsunuz, var mı böyle bir şey?

- Buna yanıt vermek istemiyorum. Bunun sorumlusu ben değilim. Bu iddiaları atan arkadaşlara sormakta fayda var. Seven var sevmeyen var. Biz görevimizin başındayız. Antidemokratik bir şey görevden alma. Bunun tüzükteki karşılığı da bellidir. Ben Cumhuriyet Halk Partisi'ne ihanet etmedim. Hesap sorulacak yer kongrelerdir, örgüt toplantılarıdır.

- Seçim süreciyle ilgili olarak; 'görevimizi layığıyla yaptık, yerine getirdik ama sonuç böyle oldu', diyebiliyor musunuz?

- Biz gereğini yaptık. Kimler görevini yapmadıysa, onlar özeleştirilerini yapmalılar

- Sizin, İl Yönetimi olarak göreve geldiğinizde bir sözünüz vardı, yönetimde olanlar herhangi bir görev için istifa etmeyeceklerdi. Ama daha sonra istifalar yaşandı. Bu konuda ne diyeceksiniz?

- Şimdi şöyle; bir seçimi yaşayan anlayışın, tecrübe kazanması gerektiğine inananlardanım. Geçmiş dönemlerden biliyoruz, yönetim boşaltılıyor, yerine gelenler o seçimi yönetiyor. Bunu doğru bulmadık. 24 Haziran Seçimleri'nde dikkat ederseniz bir arkadaşımız bile istifa etmedi. Ancak 15 ay içerisinde 2 seçim, iki kurultay yaşadık. Bir de kurultaya hazırlık yaşadık. Ortalama 2,5 ayda bir hep sorunlarla boğuştuk. Şimdi insanlara bir kez aday olma dersin... Ama ikinciye üçüncüye bunları söyleme hakkına sahip değilsin.

- Seçimden sonra Sayın Bozbey ile görüşmeniz oldu mu? Telefonla ya da yüzyüze?

- Evet görüştüm, karşılıklı geçmiş olsun, geçmiş olsun...

- Herhangi bir sitemi oldu mu size?

- O bize kalsın, bende kalsın. Benim sitemim olmaz. Benim sitemimi söyleyeceğim yerler bellidir. Bir sabah aradım telefonu kapalıydı. Öğleden sonra da aradım, Pazartesi ya da Salı günüydü. Açtı telefonu görüştük, sohbet ettik biraz.

- Bundan sonrasına ilişkin bir konuşmanız oldu mu?

- Sayın Bozbey ile yaptığımız görüşme tabii ki önümüzdeki günlerde konuşulur. Ama bizim ikimizin arasında olan bir görüşme olmalı.

- Çok özel değilse, kamuoyuyla paylaşmakta sakınca yoksa...

- Çok özel değil, Sayın Bozbey de çok olumsuz bir bakış açısı getirmedi. Onunla da görüşebilirsiniz ama ben ikimizin arasında olan görüşmenin ikimizin arasında kalmasını önemsiyorum.

- Bundan sonrası için Bozbey'in bir planı var mı?

- Bozbey'e sorarsınız onu...

- Bugüne kadar yaptığı açıklamalardan geleceğe ilişkin, 5 yıl sonrasına ilişkin planları olduğu anlaşılıyor.

- Olsun, o bizim Büyükşehir Belediye Başkan adayımızdı. İki şey var. Arkadaşı olarak bunu söylerim; bir İl Başkanı adayı olmak, o da çok önemli demokratik bir süreç, iki, 5 yıllık süreç  içerisinde kendisini yeniden değerlendirmek ve 5 yıl sonra Mansur Yavaş gibi kendisini Büyükşehir'e hazırlamak olur.

- İl Başkanlığı niyeti var mı?

- Bilmiyorum bu konuda bir görüşmem olmadı kendisiyle.

- Bundan sonra sizin planınız ne olacak?

- Benim planım örgütlerle beraber bundan sonraki sürecin birlikte yürütülmesi. 17 ilçe başkanı arkadaşımla oturup, değerlendirme yaparak...

- Olağan kongrede tekrar aday olma niyetiniz var mı?

- Yok, şimdiden öyle bir şey söylemek çok doğru değil. Ama hala görevimizin başındayız. 8 ay gibi bir süre var.

- Söyleşi için teşekkür ediyorum...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.