SON DAKİKA
Hava Durumu

Adliyesi kapatılan ilçeye cezaevi yapıldı

Cehennem Deresi Kanyonu, Kürdevan'ı (Çadır Dağı), Bilbilan Yaylası, Dalahet Yaylası, Çuruspil'i ile doğal zenginliklere sahip olan Artvin'in Ardanuç ilçesi, MÖ 4000'li yıllara dek uzanan tarihi ile yüzlerce yıl bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış. 2020'li yıllarda ise Türkiye'nin unutulmuş bir ilçesi. İlçede yaşanan yatırım sorunlarını aktaran Ardanuç Belediye Başkanı Yıldırım Demir, "İlçemizde istihdama yönelik kereste fabrikası vardı ama kapatıldı. Yatılı bölge okullarımız, köy sağlık ocaklarımız vardı, bir çok kamu kurumu kapatıldı maalesef. Bunun yerine cezaevi yapıldı" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 02.08.2020 22:44
Haber Güncellenme Tarihi: 02.08.2020 22:44
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Adliyesi kapatılan ilçeye cezaevi yapıldı

PELİN AKDEMİR / BURSAPORT

Ardanuç, doğusunda Ardahan, batısında Artvin'e bağlı köyler, kuzeyinde Şavşat, güneyinde Erzurum'un Olur ilçesi ile çevrili Artvin'in şirin bir ilçesi. İlçe ismini Kürdevan (Çadır Dağı), Bilbilan Yaylası, Dalahet Yaylası, Çuruspil, dünyanın sayılı kanyonları arasında yer alan Cehennem Deresi Kanyonu ile duyurmuş.

49 köyü bulunan Ardanuç ilçesinin 2013 verilerine göre toplam nüfusu 11 bin 366. İlçenin sorunlarından birisi şehirlere süren göçün durdurulamaması.

İlçenin tarihi MÖ 4000 yıllarına dek uzanıyor. Eski zamanlardan günümüze kadar bir çok medeniyete ev sahipliği yapan ilçede Hurriler, Hititler, Urartular, Saka Türkleri boyundan Kalarç ve Tavlar, Türk boylarından Arsaklar, Hazarlar, Hunlar, Barseller, Bargatlılar, 11. Yüzyılda Selçuklular, ardından Kıpçaklar'ın bir kolu olan Atabekler Sülalesi hüküm sürüyorlar. Bölge, 1510'da  Osmanlı topraklarına katılıyor. 7 Mart 1921'de Türkiye'ye kalan Ardanuç, 1945 yılında ise ilçeye dönüşüyor. Rabat Kilisesi, Karsevan Kalesi, Gevhernik Kalesi, Ferhatlı Kalesi, İskender Paşa Camisi ilçenin tarihini yansıtan önemli tarihsel kalıntılar olarak günümüze ulaşmış.

Ne yazık ki kuşaktan kuşağa aktarılan Pancarcı (yazın yaylalara çıkarken düzenlenen eğlenceli törenler) ve Harfana (çalgılı- sözlü eğlence) etkinlikleri, aşıklık geleneği yörede yok olmaya yüz tutmuş.  

Dördüncü dönemine başkanlık eden Ardanuç Belediye Başkanı Yıldırım Demir, adliye kapatıldıktan sonra yapımına başlanan cezaevini, ilçede bu yıl çözüme ulaşan su sorununu Bursaport'a anlattı.

"1945'te devletin yaptığını 2020'de yapamıyoruz"

Tek bir hükümlü- tutuklunun olmaması nedeniyle yıllardır cezaevi kapalı. 2014 yılında Adliye kapatıldı. Sağlık Bakanlığı tarafından tam teşekküllü ilçe hastanesi 'gerek görülmediği' gerekçesiyle küçültülerek entegre hastanesine çevrildi. Şimdi ise Adakale Bölgesi'nde 8 bin 256 metre karelik alana Açık Cezaevi inşa edildi. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Kimse kendi ilçesinde cezaevi yapılmasını istemez. İlçemizde istihdama yönelik kereste fabrikası vardı ama kapatıldı. Yatılı bölge okullarımız, köy sağlık ocaklarımız vardı, bir çok kamu kurumu kapatıldı maalesef. Bunun yerine cezaevi yapıldı. Bu yatırım olarak görülüyor. Oysaki bizim nezdimizde bir yatırım değil. Biz insanların istihdamına yönelik farklı, daha iyi yatırımlar bekliyorduk.

İlçemiz maalesef devletten çok fazla yatırım alan bir ilçe değil. Bunu devlet uygun görmüş. Yerel yönetimlerinde yatırımlar konusunda söz hakkı yok. Zaten cezaevi yapılırken bize hiç sorulmadı. Özellikle adliyenin kapatılmış olması, ondan sonra bir cezaevinin öngörülmesi çok daha acı bir tablo. Şu anda Türkiye 1930-40'lı yılları tartışıyor. Ardanuç, Bakanlar Kurulu Kararıyla 1945'te ilçe olmuş. O dönem Ardanuç ilçesinin nüfusu 15 bin civarında. Devletimiz o tarihlerde çok fakir olmasına rağmen 1945'te burada adliye açmış. Şimdi 2020'ye geldik. Şimdi 'ülkeye demokrasi getirdik, insanların hukuka, demokrasiye, adliyeye erişebilmesini kolaylaştırdık' diyoruz ama 1945'te bu devletin yaptığını yapamıyoruz bile. Ya Türkiye'nin büyüyüp gelişmesinde bir sıkıntı var ya da insanların adalete erişmesinde bir sıkıntı var. Yani 1945'te olanı 2020'li yıllarda elinden alınması bir yerel yönetici ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak çok üzücüdür. Siz benim ilçemde adliyeyi kapattıktan sonra dünyanın en iyi cezaevini bile açsanız, cezaevinin iyisi nasıl olur tartışılır, onun hiçbir kıymeti yoktur.

2014 yılında adliye kapatıldı, 2015 yılında ise cezaevinin açılması için çalışmalar başladı.

- Bu bir handikap. İkisi de Adalet Bakanlığı'na bağlı ama bunlar birbirinden bağımsız. Vatandaşa şöyle bir aldatmaca var. 'Cezaevi açılırsa Adliye de yeniden açılır' gibi bir önyargı oluşuyor. Ama ikisinin birbiriyle alakası da yok.

Cezaevi bölgeye nasıl bir yatırım olabilir?

- Cezaevinin tek iyi bir yönü olabilir. Yarı açık cezaevlerinde bir üretim noktası oluyor. Süt ürünleri, ağaç ürünleri, başka ürünler, üretime yönelik işler oluyor. Bunun da yöre ekonomisine kısıtlı bir katkısı oluyor. Bu cezaevinin üretime yönelik bir kısmı olursa yöre ekonomisine o anlamda bir katkısı olabilir.

Cezaevi sit alanı olan Adakale Bölgesi'nde.

- Cezaevinin arazisi, devletin hazinesine ait. Devlet kamulaştırma yapıp çok para vermek istemediği için orada hazineye ait geniş alan var.

"Binayı büyütmek dışında hizmet anlayışında değişiklik olmuyor"

İlçe hastanesi tam teşekküllü iken küçültülerek entegre hastanesine dönüştürülmüş.

- Türkiye'de şuan bir anlayış geliştirilmeye çalışılıyor. Her şeyin en büyüğünü yaparak en iyi hizmetin verileceği gibi bir anlayış. 'En büyük havaalanını yaptık', 'en büyük hastaneyi açtık' diyorlar. Oysaki ulaşım kolay mı değil mi? Ekonomik mi değil mi? Verilen hizmet daha önemli. Eskiden çocukların yaptığı 'benim babam senin babandan büyük, seni döver' mantığıyla bir yönetim anlayışı var.

Hastanenin temeli 92-93 yılında atılıyor. 2005 yılında bitiriliyor. 92-93 yılında projesi yapılırken 50 yataklı, 50 hastanın kalabileceği şekilde, içinde ameliyathanesi dahi yapılıyor. Bu hastaneyi 92-93 yılında projelendiren Sağlık Bakanlığı tarafından 2005 yılında araç gereciyle, ameliyathanesiyle birlikte hastane yapılıp açılıyor. Ama yine 2005 yılında Sağlık Bakanlığı politikası diyor ki; 'ameliyathaneye gerek yok'. Ameliyathanenin araç gereçlerini de başka ilçelere dağıtıyorlar. 20 sene önce Sağlık Ocağı'nda hangi hizmet veriliyorsa şuan devlet hastanesi dediğimiz Ardanuç İlçe Entegre Hastanesi'nde aynı hizmetleri veriyorlar. Dolayısıyla binayı büyütmek dışında vatandaşın aldığı hizmet anlayışında hiçbir değişiklik olmuyor. Her şeyin büyüğünü istemek yerine vatandaşın derdine en çok çare olan hizmet sektörünü geliştiren mantıkla gitmemiz lazım.

İlçede belediyenin nasıl hizmetleri var?

- Yerel yönetimlerin hizmet alanı çok geniş. Doğan bir bebekten başlıyor, ölen vatandaşın defnedilmesine kadar belediyenin sorumluluğu var. Hayatın her alanında. Bu bölgede yaşayan herkesin hayatına dokunmamız lazım. Ekonomik gücümüzün yettiği kadar eğitimden sağlığa, çevre düzenine, insanların yaşam alanlarına her alanda dokunmaya çalışıyoruz.

"Artvin'i 5 yıl sonra Ak Parti'den 60 trilyon borçla aldık"

Belediyenin bütçesi ilçenin ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu?

- Toplanan vergiler, devlet tarafından ilçenin nüfusuna ve gelişmişlik derecesine göre belediyelere pay ediliyor. Bunda bir sıkıntı yok. Ama ana bütçeden belediyelere aktarılan pay her geçen yıl düşüyor. Bunun dışında Kültür Turizm Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Afet İşleri proje yapılması durumunda belediyelere ayrıca kaynak aktarır. Burada daha çok iktidar belediyeleri gözetiliyor. Bundan da daha tehlikeli olan; başkanlık sistemine geçtikten sonra yerel yönetimlerle ilgili ayrıca saraya da bir bütçe konuldu. Sağ cebimizde para vardı. Şimdi sol cep yapıldı. Cumhuriyet tarihi boyunca olmamıştı. Ama şimdi var. Yerel yönetimlerle ilgili sarayda ayrıca bir bütçe olmamalı. Haberlerden de duyuyoruz. 600 trilyon lira para aktarıldı. Hangi belediyeler bunlar? Devlet yönetimi şeffaf olmalı. Devletin bütçesinden çıkan bu parayı kime verdin, hangi belediyelere verdin?

Bizi halk seçmiş, hizmet etmek hakkımız çünkü vergiyi 80 milyon veriyor. Ekmeğin, suyun vergisi var o parada. 80 milyon ortak bir bütçe yapıyor ama dağıtırken ayrım yapılıyor. Yasalara, demokrasiye hem de vicdani anlamda iyi değil.

Geçen dönem Artvin Belediyesi iktidara geçmişti. Biz şunu gördük; hizmetler patlamadı ama borçlar patladı. Ak Parti demek borç demektir. Devlet yönetiminde, belediyecilik anlamında bunu net söylüyorum. Bizim borcumuz emekli sandığına, maliye, sigorta, personele kesiyoruz ama yatıramıyoruz. Artvin Belediyesi 5 yıl önce CHP'den teslim edilirken sıfır lira borç vardı. 5 yıl sonra 60 trilyon borçla geri aldık. Şavşat Belediyesi'nin ve Ardanuç Belediyesi'nin 3 trilyon borcu vardı. Şavşat Belediyesi'ni 5 yıl sonra iktidardan 20 trilyon borçla aldık. Hopa Belediyesi'ni teslim ederken 7 trilyon kasasında parası vardı. Teslim alırken 30 trilyon borçla aldık. Borçka Belediyesi'ni Ak Parti'den 30 trilyon borçla aldık. Arhavi Belediyesi'ni 30 trilyon borçla teslim aldık. Ardanuç Belediyesi'nin borcu yine aynı. 20 yıllık belediyeci olarak söylüyorum: Ak Parti demek borç demektir. 'Borcu yoksa bir şey yapmamış' diye de bir anlayış geliştirdiler.

"Partiye üye olana değil, üreticiye destek verilmesi lazım"

Ardanuç sürekli göç veren bir ilçe. Göçü durdurmak, tersine göçü sağlamak için neler yapılmalı?

- Türkiye'nin 50-55 ilinden batıya göç var. Türkiye'de bir tür göç ettirilme politikası var. İnsanlardan batıya göç etmesi, asgari ücreti mahkum olması, köyüyle irtibatı kesmesi isteniyor. Batıda 'makarnayı, kömürü al, oyu ver' anlayışı mevcut. Maalesef bizde de var. Tüm köy okulları, sağlık ocakları kapalı. İstihdama yönelik son 30 yıldır bir tane yatırım yok. Bundan 20 yıl önce devlette çalışan sayısı bindi, şimdi 600. Devlet, batıda işsiz makarnaya, kömüre muhtaç nüfus istiyor.

Hükümetin son yıllarda köylere dönüşü sağlamak için verdiği krediler var.

- Hükümetin bu konudaki politikasını yetersiz buluyorum. Partiye üye olursan krediyi alırsın. Üreticinin teşvik edildiği bir sistem yok. Salgın sürecinde de yaşadığımız, ülkenin kalkınması için tek seçenek bölgedeki üretime yönelik alanların desteklenmesi. Mesela Kurban Bayramı'nda kurbanlıkların yarısı satılabildi. Bir çok hazır satılan şey bizim ürettiğimizden daha ucuza geliyor. Devletin tarım ve hayvancılığa muhakkak destek vermesi gerekiyor. Partiye üye olana değil, üreticiye destek verilmesi lazım.

Ardanuç'un yıllarca yaşadığı içme su sorunu nasıl çözüme ulaştı?

- İçme suyu olarak Türkiye çok zengin bilinir ama ne Türkiye çok zengin ne de Karadeniz'de olmamıza rağmen bizim memleketimiz. Zengin su kaynaklarımız yok maalesef. Bizim coğrafyamızın kalkerli bir yapısı var. Kireç oranı Sağlık Bakanı'nın oranlarına göre düşük ama bu bölgede yaşayan insanlar için biraz yüksekti. Yeni bir su kaynağı tahsis ettirdik, projesine başlandı. Bu kış gelmeden ilçe yeni suyuna kavuşmuş olacak.

"Elektrik üretim hatlarının geçmesi orman tahribatı oluşturdu"

İlçenin köylerinden Rusya'ya aktarılmak üzere doğalgaz boruları geçiyor. Köylülerin toprakları boruların döşenmesi için belli bir süreliğine ellerinden alınıyor. Fakat doğalgaz bu bölgeye sağlanamıyor.

- Bu söylenen bir nakil hattı. İlçe merkezine de 16 km uzaktan geçiyor. Bir de dağıtım hattı var. Devlet ilk önce 100 bin nüfustan başladı dağıtmaya, 50 bine, 20 bine. Şimdi il merkezlerinin hepsine doğalgaz geleceği söylendi. Hopa, Arhavi dahil edildi. Bizde müracaatımızı yaptık. Nüfusumuz az olsa da biz de doğalgazdan faydalanmak istiyoruz. Birkaç yıl içerisinde doğalgaz sorunu ilçe merkezlerinde de çözülmüş olur.

Köylülere belli bir ücret ödendi. Doğalgaz borularının geçmesindense elektrik üretim hatlarının geçmesi daha büyük zarar verdi. Orman tahribatları oluştu.

İlçede genç nüfusun yönelebileceği etkinlikler sınırlı sayıda. Genç nüfusa yönelik yapılan çalışmalar nelerdir?

-  Gençler eğitim ve istihdam amacıyla göç ediyorlar. Gençleri sadece sosyal ve kültürel çalışmayla tutma şansımız çok sınırlı. Belediye olarak ancak sosyal- kültürel ortamlar sunabiliyoruz. İlçede bilgisayar erişiminin sunulduğu bir kütüphanemiz var. Eğlence imkanının olduğu festivallerimiz var. Ancak gençler eğitimden dolayı zaten gidiyorlar.

Cehennem Deresi Kanyonu

"Katarlılar her zaman gelir, para verir"

Ardanuç Cehennem Deresi Kanyonu, Bilbilan Yaylasıi Ferhatlı Kalesi ve kiliseleriyle doğal ve tarihi yönden zengin bir yer. Bu alanlara yönelik bir çalışma var mı? İlçede turizm ne durumda?

- İlçe küçük olmasına rağmen bir geçiş bölgesinde olduğu için önemli değerleri. Gürcülerin ilk devlet olduğu, onlara 500 yıl başkentlik yapan bir yer, Karadeniz'in en eski camisi İskender Paşa Camisi, Cehennem Deresi Kanyonu gibi bir çok kültürel ve doğal değerleri var. Yerel yönetici olarak bizim birinci görevimiz önce bu değerleri korumak. Devletimizin ve milletimizin de birinci görevi var olan değerleri korumak. Ama en başarısız olduğumuz nokta burası. Bu değerlerimizi koruyamazsak ilerde ziyaretçisini de bulamayız. Bu konuda halk olarak, devlet yönetimi olarak bilinçlide değiliz. Ülkede turizm değeri olarak görülen yerleri pazarlama anlayışı var. 'Artvin'deki alternatif turizm alanlarını, Karadeniz'deki yeşil dağları pazarlayalım' anlayışı. Katarlılar her zaman gelir, para verir. Önemli olan bu yörede nelere sahip olduğumuz konusunda vatandaşımızı nasıl koruyacağına yönelik bilinçlendirmemiz lazım.

Belediye Meclisi'nde kararlar hangi doğrultuda alınıyor?

- Bizim 9 meclis üyemiz var. İktidar ve muhalefetle kararlarımızın yüzde 99'u oy birliği ile alınıyor. Oy çokluğuyla değil. İlçenin gelişimine yönelik konular meclisimizde tartışılır. Ona göre karar alınır.

Dünyayı etkileyen salgınla ilgili düşünceleriniz neler?

- Bir iki yıl daha sürecek görünüyor salgın. Türkiye'nin salgınla ilgili kısmi bir başarısı var. Pek sorgulanmıyor. En çok ölümler hangi ülkede olmuş? Bizim sağlık çalışanlarımız doktorundan hasta bakıcısına kadar gerçekten özverili çalışıyorlar. Ama önemli olan hangi ülkeler sağlık sistemini özelleştirmişseler o ülkede insanlar öldü. Bazıları özelleştirmeyi çok seviyor. Bizim ülkemizde sağlık sektöründe özel yüzde 10 civarında. Eğer yüzde 90 civarında olsaydı bizim ülkemizde 9 kat daha fazla ölüm olurdu. İnsanların hastalık konusunda dikkat etmesini istiyoruz.

Söyleşi için teşekkür ederim.

Ardanuç Belediye Başkanı Yıldırım Demir kimdir?

Yıldırım Demir, 1970 yılında Ardanuç'ta dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimi Ardanuç'ta, yükseköğrenimini ise 1992'de Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde tamamladı.

1993 yılında Ardanuç Belediyesi'nde Veteriner Hekim olarak göreve başladı. 11 yıllık çalışma hayatı, 28 Mart 2004'deki yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nden Ardanuç Belediye Başkan adayı olması sebebiyle 25 Aralık 2003 tarihinde son buldu.

Zaman içerisinde sırasıyla; Belediye Encümenliği, Tüm-Bel Sen İşyeri Temsilciliği ve Artvin Şube Yönetim Kurulu Üyeliği'nde bulundu. Ortaokul ve lisede dışarıdan yabancı dil derslerine girdi. Yıldırım Kent Konut Yapı Kooperatifinde kurucu ve başkan yardımcısı olarak görev aldı.

3 dönem Ardanuç Belediye Başkanı olarak görev yapan Yıldırım Demir, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP'den Ardanuç Belediye Başkan adayı oldu. Demir, yeniden Ardanuç Belediye Başkanlığı'na seçildi.

Yıldırım Demir, evli ve 2 çocuk sahibidir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.